Yönetim Kurulu Başkanımız Neşe Gök'ün, 50'den fazla ülkede finansal hizmetler sunan bankacılık devi UBS'in blogunda yayımlanan röportajını sizinle paylaşmaktan mutluluk duyuyoruz.
---------------------------------------------------
Müşterimiz Neşe Gök’ün, Türkiye’nin -belki de- ilk kadın kereste tüccarı olma serüveninden başlayarak İnci Holding’i yönetmeye başlamasının hikayesi.
İnci Holding yönetim kurulu başkanı Neşe Gök, “Dedem bir gün yanıma gelerek bir kereste şirketi satın aldım, dedi. Ardından, diğer üretim şirketlerimiz için ahşap paletler üretir konuma geldik” diyor.
Böylece üniversiteden yeni mezun olan 24 yaşındaki Neşe, 1990’larda iki yıl boyunca düzenli olarak açık artırmalara katılan ve “erkek sektörü” olarak bilinen bir sektörde erkek rakiplere karşı teklif veren, Türkiye’nin muhtemelen ilk ve tek kadın kereste tüccarı oldu.
Neşe, çoğunlukla bölgedeki ilçe düğün salonlarında düzenlenen açık artırmalara ilk kez katıldığında, odadaki her başın kendisine doğru döndüğünü ve bazı erkeklerin genç bir kadın tarafından bu alanda yenilgiye uğratılmaya gözle görülür şekilde dayanamadığını anımsıyor. Yine de çoğu erkeğin saygılı olduğunu, her zaman ortamdaki en iyi sandalyenin kendisine ayrılmasını sağladıklarını belirtiyor.
Hâlâ işlerin aynı şekilde geliştiğini belirtiyor. "Çok önemli bir toplantıya gittiğimde, genellikle durum budur, odada az sayıda kadın varsa, en iyi koltukta oturmamı, önde olmamı, görünür ve duyulur olmamı istiyorlar. Sanırım o zamanlar da aynıydı. 'Odada bir kadın var! Vay be!' derlerdi ve en iyi davranışlarını sergilerlerdi."
Dedesi onu bu sektöre hazırlarken, ona herhangi bir tavsiyede bulunmuş muydu?
“Hayır. Normal görülüyordu. Ailemizde işler ‘erkek işi, kadın işi’ diye ayrılmıyordu.”
Kadınları iş hayatına dahil etmek ve cinsiyet eşitsizliğini kapatmak için küresel mücadelede, BM'nin 17 Sürdürülebilir Kalkınma Hedefi öncelikleri arasında yer alan, erkek egemen işyerlerinde kadınların daha rahat hissetmelerini ve kendilerini ifade etmelerini sağlama konusunda şirketlere danışmanlık yapma alanında birçok girişim ortaya çıkmıştır. Ancak genellikle en iyi uygulamaları dünyanın en iyi yönetilen aile şirketlerinden doğrudan öğrenmek daha akıllıca ve daha ekonomiktir ve cinsiyet eşitliği söz konusu olduğunda, İnci ailesi dünya çapında ilham kaynağıdır.
Şirket yönetiminde yer alan kadınlar yaklaşık 20 yıldır İnci Holding’i üst üste yeni satış ve kâr rekorlarına taşıyor. Neşe, annesi ve dört teyzesinden sonra İnci Holding yönetim kuruluna başkanlık eden ailenin üçüncü kuşak üyesi. Başka bir deyişle, İnci Holding, yetkinliğin kan bağlarını ve klasik “cinsiyet rollerini” gölgede bıraktığı bir aile şirketidir. Bu yılın ilerleyen dönemlerinde sekiz yıllık yönetimini başarıyla tamamladığında Neşe, yönetim kurulu başkanlığı görevini erkek kuzenine devredecek.
Tüm bunların bir sebebi var. İnci Holding’in kurulmasına vesile olan İncitaş, 1952 yılında Neşe’nin dedesi Cevdet İnci tarafından Ege kıyısında kuruldu. Dedesi portakal ticareti, ardından lastik ve araba yedek parçaları ticaretine başlayan girişimci bir çiftçiydi ve bu durum kendisini 1968’de araba jant ve göbekleri üretmeye itmişti. 1980’lerde dışa kapalı durumda olan Türkiye ekonomisi aniden açılmış, hükümet Serbest Ticaret Bölgeleri aracılığıyla ihracatı teşvik etmeye başlamış ve ülkenin sanayi üssü yükselişe geçmiştir. Bu yükseliş, 1984’te bünyesine araba aküsü fabrikasını da ekleyen İnci Holding’i de kapsıyordu. Dönemin Türk aile holdinglerinin tipik bir örneği olan Cevdet İnci’nin holding şirketi, gayrimenkulden otel minibar üreticisine kadar geniş bir yelpazeye sahipti.
Cevdet İnci’nin beş kızı vardı, bu yüzden Neşe’nin annesi Emel, üniversiteden mezun olunca, dede büyüyen firmayı yönetmesine yardımcı olması için en büyük kızından yardım istedi. Zamanla tamamı şirkete katılan beş kız dönüşümlü olarak şirketin muazzam büyümesini yönetti. Neşe bir keresinde paydaşlara “Teyzelerimin İnci Holding için sarf ettiği kan, ter ve gözyaşı hikayelerini dinleyerek ve yorulmadan çalışmalarını izleyerek büyüdüm” yazmıştı. “Ayrıca büyükbabamın elini tutarken yükünü omuzlamaya başladıkları ana kadar büyümelerini izledim. Hem zaferde hem yenilgide her zaman tam önde, yanı başında durdular.”
Şirket şu anda dünyanın önde gelen otomotiv parça tedarikçileri arasında yer alıyor. Neşe, ikinci neslin kendisine ve kuzenlerine kelimelerle değil, eylemleriyle “nasıl alçakgönüllü olunacağını” öğrettiğini söylüyor. Ailece basında ne kadar büyük olduğumuza yer verilmesinden hiçbir zaman pek hoşlanmadık. Toplum için yaptıklarımızla bilinmeyi tercih ettik.” İşte kanıtı: Aile tarafından faaliyete geçirilen ve şu anda İzmir’de ve bölgede toplumsal desteğiyle tanınan Cevdet İnci Eğitim Vakfı 1986’da kurulmuştu.
İşin anahtarı: Neşe, şirketin devam eden ticari başarısını, ailenin 26 yıl önce yazdığı ve şimdilerde “aile anayasası” olarak adlandırdığı kurallarına ve profesyonel yönergelere bağlıyor.
Aile kurallarından bazıları: Aile üyeleri, aile şirketlerinden birinde işe başvurmadan önce en az iki yıl başka bir yerde çalışmalıdır; şirketin insan kaynakları ve profesyonel yöneticileri, bu aile üyesinin işe alınıp alınmayacağına karar verir ve işe alındığı takdirde başka bir aile üyesine değil, yalnızca profesyonel bir yöneticiye rapor verebilir ve performansını gözden geçiren ve şirkette kalması gerekip gerekmediğine karar veren yine o yöneticidir. Son olarak, aile, benzer pozisyonlarda görev alan aile dışı üyelere kıyasla aileye daha fazla ödeme yapılarak “adaletsizlik” yaratılmadığından emin olmak için her yıl maaşlarını gözden geçirir.
Bugün İnci Holding temettülerinden yararlanan 17 aile hissedarı varken, şirkette çoğunlukla holding şirketi düzeyinde aktif olarak çalışan, özellikle ailenin çıkarlarını gözeten sadece beş aile üyesi var. İnci Holding’in otomobil akülerinden lojistiğe kadar on bir operasyonel işletmesinin tamamı profesyonel olarak yönetiliyor.
Bu da bizi yeniden toplumsal cinsiyet eşitliğine götürüyor: Neşe, iyi yönetişime odaklanmanın, toplumsal cinsiyet konularına dar bir şekilde odaklanmaktan daha önemli olduğunu savunuyor. “Çünkü mesleki yeterlilik talep edilmesi gibi yönetişim konularıyla ilgilenerek şirket tonunu doğal olarak doğru belirliyor ve cinsiyet meselesini ele almak için bir yol açıyorsunuz.”
“ESG derken aslında Kurumsal Yönetişim kısmından bahsediyoruz. Küçük yaşlardan beri aile yönetişimini düşündüğümüzden yönetişimde her zaman iyi olduğumuzu düşünüyorum, bu bizim güçlü yönümüz. Son zamanlarda kendimizi geliştirmek için ESG konularında dahili rapor vermeye başladığımızda, ortaya çıkan sorunların yüzde 80’inin gerçekten iyi yönetişimle alakalı olduğunu gördük.”
Bu nedenle İnci Holding, bazı cinsiyet veya ESG kotalarını karşılayan görevleri tamamlamaktan ziyade, temel değerlere dayalı bir şirket kültürü oluşturmaya odaklanmıştır ve bu büyük soruna odaklanma, “tüm personel” toplantılarında periyodik olarak basmakalıp sözler sarf etmekten çok fazla kas gücü gerektirir. Şirket örneğin geçen yıl, her yeni çeyrekte “saygının” farklı bir yönünü onurlandırarak 70. yıldönümünü kutladı. Video profilleri oluşturarak ve şirket kutlamalarında üstün yetenekli çalışanlarını onurlandırarak “ustalara saygıyı” kutladılar; ailenin eğitim vakfı aracılığıyla cömert yardımlarda bulunarak eğitime “saygı” gösterdiler; 100.000 ağaç dikme hedefine ulaşarak ve plajları temizleyerek doğaya “saygı” gösterdiler ve bir çocuk orkestrasını destekleyerek ve çok sayıda sanatçıyı görevlendirerek “sanata saygı” gösterdiler.
Ancak Neşe tabii ki genel olarak dünyada, kadınlara işyerinde adil ve saygılı davranma ortak anlayışının “henüz olması gereken yerde olmadığının” farkında. “Bu yüzden kadın istihdamına da yatırım yapıyoruz.” Bu doğrultudaki önemli araçlardan biri, İnci Holding ve ailesi tarafından stratejik olarak finanse edilen Vinci Risk Sermayesidir. Neşe ve Vinci’nin yatırım komitesi, bir start-up şirkete yatırım yapmadan önce genellikle kurucunun dünya görüşünü keşfetmekten şirketi Sürdürülebilirlik taahhütleri konusunda teşvik etmeye kadar uzanan yaklaşık 50 soru yönlendiriyor. Ancak bu önde gelen soruların çoğu, özellikle kadınların hedef şirket içinde nerede yer aldığıyla ilgilidir. “Kadın kurucu var mı?” diye soruyoruz. “Yönetim ekibinde kadınlar var mı?” “İş güçlerinin yüzde kaçını kadınlar oluşturuyor?”
Bu durum elbette İnci Holding’in özeleştiriden uzak duracağı anlamına gelmiyor. “Şirketimizde hem yönetim ekibinde hem de çalışanlarımız arasında daha fazla kadının olması için kadın istihdamının güçlendirilmesi konusunda çok çalıştık.” Otomotiv tedarik sektöründe elbette yine bilindiği üzere erkek egemenliği hâkim. “Üretimde kadın görmek çok nadir, biz de şirketin her kademesine daha fazla kadının dahil edilmesi için elimizden gelenin en iyisini yapıyoruz.”
Dedesi, aile idealine uygun yaşamayı ne kadar başarabildikleri konusunda ne derdi? “Muhtemelen yüzümüze söylemezdi ama sanırım arkadaşlarına bizimle gurur duyduğunu söylerdi.”
---------------------------------------------------
Bu röportaj 05.07.2023 tarihinde https://www.ubs.com/global/en/wealth-management/meet-our-clients/2023/we-have-a-woman-in-the-room.html adresinde yayımlanmıştır. Orijinal dilinde okumak için linke tıklayabilirsiniz.