Anne Gezgin, Baba Gezgin ve Minik Gezgin’den oluşan bir çekirdek ailesiniz. Fırsatını buldukça bisikletlerinizi kapıp yeni yerler keşfetmekten büyük keyif alıyorsunuz. Sizi biraz daha yakından tanıyabilir miyiz?
Biz Sarıhan ailesiyiz, bisikletin, doğanın büyüsüne kapılmış, çocuğunu farklı şekilde yetiştirmeye çalışan, bisikletin bir ulaşım aracı olduğunun altını çizmek için yazan çizen üreten, ekolojist, çöpünü ayrıştıran, komposto yapan, elektriğini kendi üretmenin zihni sinir projelerini çiziktiren, bisikletle devri ailem peşinde, azla yetindiği dünya yollarında çokça mutlu olmaya çalışan bir aileyiz.
Hayallerimiz var. Uzak ve yakalanamayacak gibi görünseler de biz bisikletle onları kovalamaya devam ediyoruz. Bir gün elbette yorulacaklar. O zaman yeni hayalleri kovalamaya başlayacağız. Yoksa hayatın ne anlamı var ki? diye düşünüyoruz.
Sadece pedal çevirmiyor, bisikletin yazılı kültürüne katkıda bulunuyor, sosyal projeler gerçekleştiriyor, fotoğraf sergileri açıyor, belgesel filmler hazırlıyor, sunumlar, motivasyon konuşmaları, bebek yetiştirme üzerine yazılar yayınlıyoruz.
Seyahatlerimiz kültürler arası iletişim, barış, hoşgörü mesajının vurgulanması, sürdürülebilir sosyal sorumluluk, toplumda olumlu değişim, çevresel duyarlılık, hayallerinin peşinden gitme, motivasyon, adanmışlık, aktif, sağlıklı, spor yapan, sorunları elbirliği ile aşan aile toplum yapısı örneği olması açısından bir kaldıraç noktası ve ebeveynlere örnek olur diye yazıp çizmeye maceralarımızı kayıt altına almaya devam ediyoruz.
Peki bu bisiklet hobisi nasıl başladı sizde? Nasıl bir hobi olmaktan öteye taşıyıp, yaşam tarzı haline getirdiniz?
Büyük şehirde çok sıkılmıştık. Doğaya kaçtık ve bize ne kadar iyi geldiğini fark ettik. Sonra da devamı geldi. Doğa bize o kadar sıkı sarıldı ki bırakmadı bir daha diyebiliriz. İçimize "bisiklet virüsü" kaçmış diyebiliriz. 2005 yılındaki turumuzdan sonra Antalya'ya vardığımızda günlüğümüze son not olarak şöyle yazmıştık " artık bisiklet dışında bir araç ile keşfetmenin anlamını yitirdiğine inanıyoruz" İşte bu duygularla bir yaşam biçimi haline geldi.
Bu virüs, ne mutlu ki, kronik olarak yerleşti içimize. Hatta amacımız virüsü çevremize yaymak ve başka insanlarında bisiklet ile tur yapmanın, turist değil gezgin olmanın keyfine varmasını sağlamak. Avrupa’da mesela Hollanda’da gördüğümüz gibi bisikletin şehirlerin yapısını, kentlerin kaderini değiştirmesini istiyoruz.
Ailenizin minik bireyi aile katılmadan önce ve sonra bisikletle seyahatlerinizde ne gibi zorluklarla karşılaştınız?
Bisikletin getirdiği kolaylıklar ve bisikletle keşfetmenin güzellikleri zorluklarından daha fazla. Öncelikle bunu belirtmek isteriz. Ama bu demek değil ki bisiklet kendi başına gidiyor. Bir kere tur bisikletleri ve yükleri çok ağır oluyor. Bisiklet söz konusu olduğunda ağırlık yanında ayrıca hacim olarak da bir taşıma sınırına mahkumsunuz. Kaportası olan bir araç ile yolculuk yapmadığınız için rüzgârı, soğuk havayı, yağışı direkt üzerinizde hissediyorsunuz.
Binlerce km’lik bir yolculukta aldığınız 1 kg’lık bir ek yük bile çok önemli. Diş fırçalarınızın saplarını kesmek, süper hızlı kuruyan özel yapım ve çok hafif havlular kullanmak, tek bir tencere ile 2 ay yetinebilmek, tencerenin kapağını tabak olarak kullanmak gibi cin fikirler bulmak zorundasınız. Bunlar birer zorluk olması yanında çok eğitici ve öğretici süreçler. Günlük hayatta daha az ile yetinmenize, kolay öfkelenmemenize, hoşgörülü olmanıza yol açıyor.
Tibet Çınar ile birlikte işin keyfi de zorlukları da arttı. O’nun renkleri doğada öğrenmesi, tabiatı sevmesi, elektronik bir ortama bağımlı olmaması her türlü zorluğa değiyor.
Bisiklet üzerinde kaç ülke keşfettiniz?
26 ülkenin topraklarından geçtik. 2 kere Alp dağlarındaki en yüksek geçitleri aştık, Avrupa’daki birkaç nehri kaynağından denize döküldüğü yere kadar takip ettik. Kuzey kutup dairesine çok yaklaştık ve güneşin neredeyse batmadığı yerlere kadar bisiklet sürdük.
Favori ülkeniz veya en keyifli rotanız var mı?
Hepsi çok güzel ama, Çek Cumhuriyeti çok iniş çıkışlı ve görece olarak daha zor olmasına rağmen bizi her zaman tekrar kendine doğru çağırıyor gibi geliyor. İsveç tayga ormanlarının büyüklüğü ve ıssızlığı da sürekli tekrar orada olsak dedirten hisleri uyandırıyor içimizde. Alplerin manzarası, Avrupa’nın en büyük ve yaşlı buzullarına dokunarak tırmanmak ve genel olarak İsviçre’nin doğası, köyleri de çok güzel.
Seyahatlerinizi konu aldığınız 2 kitap çıkartmışsınız. Biraz onlardan bahsedebilir misiniz?
Evet, yolda aldığımız notları kitaplaştırdık. Döndükten sonra oturup yazmak yerine, orada ne hissediyorsak ne düşünüyorsak onları taze taze yazmayı çok seviyoruz. Bu sadece okuyucu için değil bizim için de çok değerli. Çünkü tur sırasında bambaşka düşünüyorsunuz, hissediyorsunuz. 3. kitabın notları şu anda demleniyor, tavşan kanı kıvamına geldiğinde okuyucular ile buluşacak.
İlk kitabımız Pedalımda 5 Ülke. İçinden satırlarla anlatacak olursak şöyle diyoruz o kitapta:
“Gezi tecrübeleriyle ilgili yeni ve özgün bir şey söylemek ne kadar zor. Avcı toplayıcı ilk insandan, konargöçer atalarımıza, İbniBatuta’ya, Marco Polo’ya, Evliya Çelebi’den modern gezginlere kadar binlerce seyahatname yazarı, içlerindeki coşkuyu, yolda olmalarının nedenini ve yaşadıkları olağanüstü anları ne derece kelimelere dökebilmiştir ki!
Shakespeare’in dediği üzere “Hayat bir oyun sahnesi!”
İkinci kitabımız ise Tibet Çınar 22 aylıkken yaptığımız ilk yolculuğu O’nun ağzından anlatıyor. Yine kitaptaki satırlardan alıntı yapmak isteriz;
“Bisiklet başka dünyalara seyahat etmek için bir pasaport bizim için. Dünyayı, insanları, yeryüzünü, bitkileri, hayvanları tanımak ve hissetmek, içine tıkıldığımız ev, iş, okul gibi kutuların, akıllı telefonlar, bilgisayarlar gibi dışına çıkamadığımız çerçevelerin etkisinden kurtulmak için en güzel, en keyifli, en masum, egosu ve egzozu olmayan bir mucize.”
Bir de belgesel projemiz var. Yolculuklarımızı çok detaylı olarak kayıt altına aldık. Bunları yayınlamak için yapımcılardan ve TV kanallarından yardım bekliyoruz.
Maceralarımızı aşağıdaki kanallardan takip edebilirsiniz:
Blog:
www.minikgezgin.com
Instagram:
www.instagram.com/minikgezgin
Facebook:
www.facebook.com/1minikgezgin
Twitter:
www.twitter.com/1minikgezgin
Röportajı yapan: Ece Doğru Tuyan, İnci Holding Kurumsal İletişim Uzmanı