Neşe Gök Neşe Gök
01 Kasım 2023 Avrupa’da Kısa Şehir Turu Yapmanın Püf Noktaları
01 Kasım 2023 - Sosyal İnci'ler
Avrupa’da Kısa Şehir Turu Yapmanın Püf Noktaları
#gezi #sosyalaktiviteler #hobiler #paylasarakparla
Avrupa’da Kısa Şehir Turu Yapmanın Püf Noktaları

Bizim ailecek en sevdiğimiz tatil formatı, bir Avrupa şehrine gidip, 3-4 gün, şehri, kültürü ve yemekleri deneyimleyip geri dönmek. Peki bu tür bir tatili en etkili ve en ekonomik şekilde yapmanın yolları nedir?

Karar Verildi: Yola Çıkıyoruz!

Yolculuk öncesinde ilk karar verilmesi gereken şey uçak bileti. Hatta nereye ne zaman gideceğinize bile ona göre karar vermelisiniz. Bu yaz Temmuz’un ikinci yarısı İzmir’de aşırı sıcaklar vardı. Ben de sıcağı sevmeyen biri olarak hemen Skyscanner uygulamasını açtım. Kalkış yeri: İzmir, Varış yeri: herhangi bir şehir. Hafta sonunu da kapsayan 3 gecelik tarih girip, tüm uçuşları listeledim. Sıralama bölümünde “fiyata göre” seçeneğini işaretledim. Ve işte karşımda o hafta sonu için en ucuz uçuş: Münih. Ve kocamı aradım: “Osman, bu hafta sonu Münih’e gidiyoruz”. 3 gün sonra Münih uçağındaydık.

Peki Nerede Konaklayacağız?

İkinci karar verilmesi gereken şey ise otel. Bu konuda da benim en çok kullandığım uygulama booking.com. Booking.com’da otellere bakıp, Google Maps’te yerini görüp, yorumları okuyarak (booking.com’da da yorum var ama genelde daha az oluyor), otelin kendi sitesinde verdikleri fiyatı karşılaştırıp, hangisi daha uygun ise orada rezervasyon yapıyorum. Eğer 3-4 günlük bir tur ise tamamını tek otelde geçiriyoruz. Eğer daha uzun düşünüyorsak, sadece ilk 2 günün rezervasyonunu yapıp, gerisini, oraya gidince karar vermek üzere açık bırakıyoruz. Mesela bu yaz 6 gece Fransa’nın Marsilya şehrine gitmeye karar verdik. Sadece ilk 2 geceyi rezerve etmiştim. İyi ki de öyle yapmışım, Marsilya’da yaşanan protesto olayları sebebi ile şehri dolaşmak tehlikeli bir hal almaya başlayınca, Avignon, Aix-en-provance’a hatta gezinin sonuna doğru orada da hava çok sıcak olmaya başlayınca, daha yüksek ve serin yerlerden otel bakıp, oralara doğru seyahatimizin yönünü değiştirdik.

Şehri Gezmenin Pratik Yolları

Son yıllarda çok sevdiğim bir hizmet “free walking tour”. Avrupa’nın hangi şehrine giderseniz gidin, “(Münih) free walking tour” diye Google’larsanız, o şehirdeki ücretsiz turları görebilir, size hangisinin günü, saati ve dili uyuyorsa rezervasyon yapabilirsiniz. Bu turlar genelde 2 saat sürüyor ve şehir merkezini, tarihini, kültürünü, daha geniş zamanda gezmeniz ve yemek ya da geleneksel bir tat için  uğramanız için tavsiyeler veren kapsamlı bir tur oluyor. Turun sonunda da gönlünüzden ne koparsa tur rehberine veriyorsunuz. Genelde biz kişi başı 10-20 EUR vermeyi tercih ediyoruz. Sadece bu yaz, Marsilya’da, Viyana’da, Münih’te ve Tallinn’de ücretsiz yürüyüş turlarına katıldım ve hepsinden de çok memnun kaldım. Genelde Tallinn gibi küçük şehirlerde grup kalabalık olmuyor ve günde sadece 1-2 tur oluyor. Ama mesela Berlin, Viyana gibi turistik şehirlerde neredeyse her saat başlayan ücretsiz tur oluyor ve her grup 15-20 kişi olabiliyor.

Şehri gezmenin bir diğer pratik yolu ise hop-on-hop-off otobüs turları. Tüm gün boyunca istediğiniz durakta inip binebileceğiniz bu turistik otobüsler ile, şehri daha az yorularak gezebilir ve bilgi edinebilirsiniz. Elbette yürüyüş turundan daha pahalıya mal olur. Bir diğer dezavantajı ise, Avrupa’nın eski dar sokaklarına giremediği için, daha çok ana yol civarlarını görmüş olursunuz. Ama özellikle küçük çocuklu aileler için yürümekten daha kolay bir alternatiftir. Bu arada bazı şehirlerde öyle otobüs hatları vardır ki, en turistik yerlerden geçerler. Bu hattı öğrenirseniz çok daha ucuza şehir turunu yaparsınız. Mesela Lizbon’da 28 numaralı tramvay hattı…

Şimdi Ne Yiyeceğiz?

Bizim ailenin erkekleri için diğer her şeyden daha önemli olan bu konuda, Google Maps puan ve yorumlarına güveniyoruz. Avrupa’da özellikle akşam yemekleri için rezervasyon yapmazsanız, bir dönercide ya da McDonald’s da yemek zorunda kalabilirsiniz, ki bu Acar ve Osman için kabul edilebilir bir seçenek olmadığından, mutlaka yemeklerimizin rezervasyonlarını en az 1 gün öncesinden yaparız. Fakat diyelim acıktınız ve rezervasyonunuz da yok. Hemen Google Maps’i açarsınız, bulunduğunuz yerde “restoranlar”ı işaretlersiniz. Sonra da “şu anda açık olanlar” ve “4*+” seçeneğini işaretlersiniz. Eğer sizin için önemliyse, fiyat aralığını da filtreleyebilir, böylece daha ekonomik olanları anında görebilirsiniz. Böylece şu anda açık, size yakın, puanı en yüksek yerleri hemen görüp, civardaki seçeneklerden birini seçebilirsiniz.

Günübirlik Turlar Konusu

Eğer geziniz 3 gece ve daha fazlaysa, genelde şehirde yapılacaklar ilk günde aşağı yukarı tamamlanır. Bu durumda, şehre yakın ama görmeye değer yerleri görmek için koca bir gününüz vardır. Burada 3 yöntem önereceğim:

İlki, şehirde geçirdiğiniz gün, muhtemelen en merkezi yerde göreceğiniz “tourism information” noktasına gidip, ertesi gün için günübirlik turlar hakkında bilgi alabilir, oradaki görevliden size en iyi rotayı çıkarmasını isteyebilirsiniz. Mesela bu yaz Münih’te, turizm ofisi görevlisi, bize Bavyera göller bölgesi için bir rota önerdi. Trenle 1 saat mesafede bir göl kıyı kasabası, oradan 20 dakika belediye otobüsü ile Almanya’nın en eski bira imalathanesi, gene 20 dakika otobüs yolcuğu ile başka bir göl kıyısı kasabası ve oradan da 1 saat tren yolculuğu ile geri dönüş içeren bu turda, maliyetimiz kişi başı 18 EUR, yani 24 saat boyunca tüm ulaşımı içeren bir bilet oldu. Hangi tren, otobüs saat kaçta, rötar var mı yok mu tüm bunlar hakkında gene Google Maps ve hatta daha ayrıntılı bilgi için “Citymapper” uygulaması olmazsa olmazlarımız.

Günübirlik turda ikinci seçenek, Viator uygulaması. Buradan, hedeflediğiniz gün için şehirden kalkan hangi günübirlik turlar var görebilir, birine rezervasyon yapabilirsiniz. Elbette toplu taşıma ile ulaşımdan daha pahalı olur, ama hem daha ayrıntılı bilgi edinme hem de daha çok yer gezme şansı elde edersiniz. Hatta bazılarında öğlen yemeği de dahil olabilir. Mesela bu sene Tallinn’de, Viator’dan bir tur ayarlayıp, bir şelale ziyareti, ardından dünyanın en büyük bataklıklarından birini içeren bir milli park, eski bir geleneksel mekânda öğle yemeği, ve son olarak yakındaki bir balıkçı kasabasını içeren bir tura katılma şansımız oldu.

Bir diğer şehir dışı gezi önerim ise araba kiralamak. Gene bir gün önce turizm ofisinden, araba ile gidilebilecek rotalar hakkında bilgi alabilirsiniz. Genelde sabah saatlerinde kiralama ofislerinde kuyruk olur. Tavsiyem, bir gün önceden arabayı kiralayıp otoparkta bırakmak. Sabah erkenden gider alır yola devam edersiniz. Araba kiralama işinizi biraz daha karmaşık hale getirebilir tabii. Benzin, park yeri, trafik kurallarına uyum (az ceza gelmedi arkamızdan), hız limitleri, bilmediğiniz bir dilde yazan uyarılar… Tüm bunlar riskleri artırsa da en özgür tur için ideal çözüm.

Kültür-Sanatsız Avrupa Turu Mu?

Eğer müze sever biriyseniz birçok şehirde birden fazla gün ayırmak isteyebilirsiniz, çünkü Avrupa şehirleri müze bakımından çok zenginler. Kendi zevkinize göre sanat müzeleri, kültür müzeleri, küçük müzeler uçak beklerken bile araştırıp karar vereceğiniz konular. Burada püf noktası, müze girişleri. Bazı müzelerde çok kuyruk olabiliyor, bu yüzden önceden bilet almak akıllıca olabilir (defalarca Amsterdam’a gitmeme rağmen, uzun kuyruklar ve önceden bilet almadığım için Van Gogh müzesine ve Anna Frank’ın evine hala daha gidemedim). Eğer birden fazla müzeye gitmeye niyetiniz varsa, bizdeki Müze Kart benzeri bir indirim kartı almak daha avantajlı olabilir. Bir de genelde en kaliteli hediyelikler de müze dükkanlarında olur, mutlaka göz atmanızı tavsiye ederim.

Güvenlik Önemli

Her büyük şehir belli güvenlik riskleri içerir. Artık teknoloji sayesinde kaybolmak bu risklerden biri değil. Hatta ne kadar kaybolursanız, o kadar güzel yerleri keşfedersiniz. Fakat, kalabalık turistik yerlerde kapkaççılık, tekin olmayan sokak ve mahallelerde çeşitli tacizler, benim denk geldiğim en önemli güvenlik riskleri. Mesela Londra’da eğer ünlü Oxford caddesinde elinizde telefonla yürürseniz, telefonunuzu kaptırma olasılığınız %25. Tavsiyem, telefonunuzu sırt çantanızda, sırt çantanızı da önünüzde taşımanız, karanlıkta tenha ve dar sokaklara girmemeniz ve kaldığınız otelde, güvenli olmayan yerleri resepsiyondan öğrenmeniz. San Francisco’nun merkezinde bir sokak var ki hiç girmeyin denir ve ne tesadüf ki bu sokak, bizim kaldığımız Hilton otelin hemen yanındaydı. Bu yüzden daha check-in yaparken resepsiyondakiler, otelden çıkınca sağa dönün, sol tarafa gitmeyin uyarısı yapıyordu.

Evet, tüm bu püf noktaları ile rahatlıkla Avrupa’da şehir gezilerinizi kendiniz düzenleyebilir, yeni kültürler tanımanın ve ailece gezmenin keyfini çıkarabilirsiniz. İyi seyahatler.

856 Görüntülenme
10
0
80 + 14 =