1997 yılında McKinsey & Company'den Steven Hankin tarafından ortaya atılan bir terim olan yetenek savaşı, yıllar sonra; pandemi, dijital dönüşüm, değişen alışkanlıklar ve öncelikler, ekonomik gelişmeler ışığında iş dünyasının gündemindeki önemli başlıklardan biri olmayı başarıyor.
Yeteneğin kısıtlı ve rekabetin yoğun olduğu bir dünyada, şirketler bu savaşta beklenmedik bir müttefike yöneliyor: yapay zeka.
Artık yapay zekanın iş gücü ya da günlük işlerimizi ‘’etkileyip etkilemeyeceği’’ değil, işin geleceğini "nasıl" yeniden şekillendireceği tartışılıyor.
Ve global yetenek savaşının ortasında yapay zeka hem çalışanlar hem de işverenler için güçlü bir taraf olduğunu kanıtlıyor.
Çalışan olarak sizin için becerilerinizi analiz eden, size özel öğrenme yolları öneren, ve sizi hedeflerinize uygun fırsatlarla buluşturan bir kişisel gelişim hızlandırıcısı gibi hareket ediyor. Hali hazırda pek çok online eğitim sitesi yapay zekayı kullanarak, kişiselleştirilmiş öneriler sunuyor ve sürekli gelişim dünyasında edinmeniz gerekli yeni becerilerle ilgili size ipuçları veriyor.
Daha da ileri gidelim, kariyer planlarınızı tüm eğilimlerinize göre analiz ederek hazırlayan bir gelişim-kariyer hızlandırıcısı, sanal bir koç gibi çalışıyor. Sizin yerinize tüm alışkanlıklarınızı analiz ediyor, takip ediyor, ne zaman, nasıl, ne şekilde öğrendiğinizi belki de sizden iyi biliyor. Bu da şüphesiz ki mevcut yeteneklerimizi geliştirmemiz, bazılarını unutup yeniden öğrenmemiz gereken rekabetçi dünyada, yapay zekayı kariyerimiz için önemli bir yol arkadaşı olarak konumlandırıyor.
Görsel Canva platformunda Mojo AI eklentisi kullanarak oluşturulmuştur.
Günümüzdeyse en çok üretkenlik artırıcı bir araç olarak kullanılıyor. Sıradan görevleri otomatikleştiriyor, iş akışlarını kolaylaştırıyor, hatta kişisel asistan görevi görerek daha anlamlı işler için zaman kazandırıyor. Bu yönüyle de ileride ve şimdi daha iyi bir iş-yaşam dengesi sağlayacağı konuşuluyor. Pek çok iş birliği programı artık yapay zeka asistanlarla çalışıyor.
Ancak etkisi bireysel gelişim ve üretkenlikle sınırlı değil. Aynı zamanda kuruluşların yetenekleri bulma, çekme ve elde tutma yöntemlerini de dönüştürüyor. Çalışan bağlılığıyla ilgili doğru bilinen pek çok yanlışı da gözler önüne sererken, oyunun kurallarını değiştiriyor.
İşverenler, geleneksel işe alım süreçlerinde gözden kaçmış olabilecek en iyi adayları tespit ederek daha akıllı işe alım kararları vermek için yapay zekadan yararlanıyor.
Örneğin; LinkedIn'in yapay zeka tarafından desteklenen Talent Insights'ı, şirketlerin yetenek havuzlarını ortaya çıkarmasına ve daha çeşitli iş gücü oluşturmasına yardımcı oluyor. LinkedIn üye profillerindeki bilgileri benzersiz verilere dönüştürerek, bu bilgileri makro düzeyde karşılaştırma için bir araya getirip, standartlaştırıyor. Bir şirketteki yetenek türlerini ve şirketin iş gücünün zaman içinde nasıl değiştiğini anlamanıza olanak tanıyor. Şirketlerin yetenekleri şirket içinde yeniden konumlandırması için hangi fırsatlar var?, iş gücü hangi becerilere sahip?, beceri boşlukları neler?, beceriler nasıl geliştirilebilir? analiz ederken rakiplerle kıyaslama yapmaya olanak sağlıyor.
Gartner’ın İnsan Kaynakları Liderleri’ nin 2024’teki 5 önceliğinin ele alındığı raporunda; Araştırmaya katılanların %60’ ı üretken yapay zeka gibi gelişen teknoloji trendlerinin, insan kaynakları ve yetenek üzerindeki etkisinden emin olmadıklarını belirtirken, %56’sı bu teknoloji çözümlerinin ve stratejilerinin henüz gelecekteki iş ihtiyaçlarıyla eşleşmediğini doğrulamışlar.
Tüm farklı görüşlere rağmen yapay zeka aynı zamanda çalışanların katılımını ve elde tutulmasını da teşvik ediyor. Yapay zeka destekli araçlar, geribildirimi ve duyarlılığı analiz ederek iyileştirilecek alanları belirleyebilir, çalışan deneyimlerini kişiselleştirebilir, böylece daha düşük maliyetle daha yüksek memnuniyet elde edilebilir.
Üretken yapay zekanında sıklıkla konuşulmaya başladığı bu günlerde, sistemler gelişmeye devam ettikçe daha da dönüştürücü uygulamalar göreceğimiz şüphesiz.
Yapay zeka asistanlarının kariyer koçları olarak hareket ettiği ve potansiyelinizi yeniden keşfettiğiniz, gizli kalmış yeteneklerinizi gün yüzüne çıkardığınız bir dünya hayal edin.Ya da yapay zekanın iş süreçlerinize büyük destek sağladığı, yenilik ve üretkenlik yarattığı bir iş yeri hayal edin.
Yetenek savaşı her zamankinden karmaşık ama yapay zeka güçlü bir avantaj sunuyor.
Yapay zekanın potansiyelini kullanarak iş yapmayı benimseyen hem çalışanlar hem de işverenler yalnızca yetenek savaşını kazanmakla kalmayacak, aynı zamanda insan potansiyelinin tamamen serbest bırakıldığı bir dünyayı şekillendirerek, işin geleceğini yeniden hayal edebilecekler.
Peki siz bu savaşın neresindesiniz?
Birkaç Faydalı İstatistik ve Rapora Aşağıdan Ulaşabilirsiniz:
- Çalışanlar için öne çıkan gerekli yeni beceriler; analitik düşünme, yaratıcı düşünme, dayanıklılık, esneklik ve çeviklik, motivasyon ve öz farkındalık, merak ve yaşam boyu öğrenme, teknolojik okuryazarlık, güvenirlik ve detaycılık, empati ve aktif dinleme, liderlik ve sosyal etki, kalite kontrolü olarak belirtiliyor. (Kaynak: Dünya Ekonomik Forumu İşlerin Geleceği Raporu 2023)
- İK profesyonellerinin büyük çoğunluğu zaten yapay zekayı bir şekilde yetenek kazanma veya yönetme amacıyla kullanıyor. (Kaynak: SHRM'nin 2023 İK Teknoloji Araştırması )
- İK profesyonellerinin %48’i Kurumlarında düzenli yetenek akışının sağlanması için, az bulunan becerileri edindirmek amaçlı yeniden beceri edindirme/beceri geliştirme konusunun planlarında olduğunu belirtiyor. (Kaynak: Mercer Global Yetenek Trendleri 2022-2023 Raporu)
- Yöneticilerin %68'i yapay zekanın faydalarının risklerden daha ağır bastığı konusunda hemfikirler. (Kaynak: Gartner'ın 2024’ te İK Liderleri İçin 5 Önemli Öncelik Raporu)-
- Çalışanlarını elde tutmak için yapay zekayı kullanan şirketler elde tutma oranlarını 'e kadar artırabilir. (Kaynak: McKinsey & Company'nin İşgücü Yönetiminde Yapay Zeka 2023 Raporu)