Burcu Odabaş Burcu Odabaş
08 Mart 2022 “Türkiye Otomotiv Ana Sanayii Sürdürülebilirlik Raporu”nda (2020) Öne Çıkanlar
08 Mart 2022 - İnci'li Uzmanlar
“Türkiye Otomotiv Ana Sanayii Sürdürülebilirlik Raporu”nda (2020) Öne Çıkanlar
“Türkiye Otomotiv Ana Sanayii Sürdürülebilirlik Raporu”nda (2020)  Öne Çıkanlar

OSD tarafından Türkiye’de ilk kez hazırlanan raporda, Türk otomotiv ana sanayiinin sürdürülebilirlik odağındaki yetkinlik seviyesi incelenmektedir. 2020 yılı ve öncesine ait verilerin göz önünde bulundurularak, Küresel Raporlama Girişimi (Global Reporting Initiative – GRI) standartları gereklilikleri dahilinde hazırlanmış olan raporda, Birleşmiş Milletler Küresel İlkeler Sözleşmesi (UN Global Compact- UNGC) dikkate alındığı ve Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’na da yer verildiği belirtilmektedir.

İklim Değişikliği ile Kolektif Mücadele

Paris Anlaşması ve ülkelerin iklim politikaları ile beraber iklim nötr hedeflerine giden yolda sera gazlarının azaltımı önem kazanmaktadır. Üretim kaynaklı sera gazları önemli ölçüde azaltılmıştır. Son 10 yılda üretim kaynaklı sera gazları azaltımı %29 seviyesinde gerçekleşmiştir.

 

Yaşam Döngüsü ile Gelecek Dönüşümü

Üretimin tüm çevresel boyutlarını, ham maddelerin elde edilmesinden kullanım sonrası atıkların bertarafına kadar olan tüm aşamaları kapsamlı şekilde değerlendiren Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) gerçekleştirilmiştir.

 

2020 Yılı Otomativ Sanayi Özet Rakamları

  • Üretim Kapasitesi - 2 Milyon (Adet)
  • Üretim - 1,3 Milyon (Adet)
  • Ar-Ge Merkezi - 157 (Ana ve Tedarik Sanayi)
  • İhracat - 917 Bin (Adet)
  • 26 Milyar Dolar İhracat – (Toplam Ülke İhracatının ’I)
  • Ar-Ge Harcaması ~ 2,4  Milyar TL

Üretimde Çevre Performansı

  • Eşdeğer Enerji Azaltım - %28
  • Atıksu Azaltım - %30
  • Su Kullanımı Azaltım  -
  • Sera Gazları Azaltım  - %29 (Kapsam 1 + Kapsam 2)
  • Toplam Atıkların Geri Kazanım Oranı  - %97

Otomotiv Sanayiinin Karşılaştığı Riskler

  • Veri Yönetimi ve Uluslararası Veri Transferi
  • Teknolojik Riskler(yıkıcı teknolojik gelişmeler)
  • Tedarik Yönetimi Riskleri
  • Yeşil büyüme politikaları,
  • Satın alma gücündeki değişim,
  • Gelişmekte olan pazarlarda hızlı kentleşme
  • Tüketici davranışlarının değişmesi
  • Lojistik Riskleri
  • Nitelikli İş Gücünün Korunmasına İlişkin Riskler

 

Sektörel Avantaj Değerlendirmeleri

Lojistik

  • Türkiye’nin jeopolitik konumu nedeniyle, Avrupa, Asya, Ortadoğu ve Kuzey Afrika’ya olan yakınlığı ihracat ve üretim öncesi ve sonrası lojistik odaklarında güçlü bir rekabet avantajı sağlamaktadır.

Arge&İnovasyon

  • Sektörün ihracat odaklı yapısı ve küresel pazarın büyümeye devam edeceği gerçeği düşünüldüğünde, Türkiye’nin önümüzdeki yıllarda ihracat etki alanının genişleyeceği öngörülmektedir. Otomotiv sanayinin en kuvvetli yanlarından biri olan tedarik sanayisinin bu dönüşüme ayak uydurarak teknoloji geliştirme yetkinliğini daha da kuvvetlendirmesi önemli bir avantaj sağlamaktadır.
  • İklim krizi ve sera gazlarının azaltılması hedefleri ile beraber küresel otomotiv sektörü günümüzde köklü bir değişim geçirmektedir. Otomotiv sanayisinin küresel rekabetçiliğini koruyabilmesi için elektrifikasyon, batarya teknolojileri, otonom sürüş, bağlılık, alternatif yakıtlar, sürücü destek ve güvenlik sistemleri ve bu sistemlere ilişkin arayüz geliştirme, ağırlık azaltma ve malzeme teknolojileri, dijitalleşme gibi konularda Ar-Ge çalışmaları ve inovasyon ön plana çıkmaktadır.

Dijitalleşme ve Bağlantılı Servisler

  • Yeni teknolojilerle birlikte gelişen dünyada, dijital çözümlerin entegrasyonu sektörlerin sürdürülebilirliği için büyük bir önem taşımaktadır. Büyük veri, yapay zekâ ve nesnelerin interneti gibi uygulamalar odak noktaları olarak değerlendirilmektedir.
  • Dijitalleşmenin üretim süreçlerinin iyileştirilmesi bakımından enerji ve kaynak verimliliğine de katkı yaparak çevresel sürdürülebilirliğe pozitif etkisi olacağı değerlendirilmektedir. Dijitalleşmenin aynı zamanda şirketlerin tedarik zincirleri ve müşterileriyle daha yakından etkileşimde bulunmaları ve sürekli değişen tüketici alışkanlıklarına ayak uydurmaları iaçısından da gerekli görülmektedir.

Tedarik Sanayii ve Değer Zinciri Değerlendirmeleri

Rekabetçiliğin arttığı otomotiv sanayiinde, Türkiye’nin ulaştığı başarılı ve rekabetçi konumda tedarik sanayiinin rolü kritik öneme sahiptir.

Lojistik

  • Otomotiv ve lojistik, tedarik zinciri entegrasyonu ve küresel değer zinciri dönüşümü gibi ortak temalar yoluyla birbirlerini dönüştürmektedir. Bir aracın toplam maliyet yapısı içinde lojistik etkinlik payının seviyelerinde olduğu göz önünde bulundurulduğunda, lojistikte maliyet ve zaman verimliliğinin otomotiv sektörünün rekabetçiliği ve sürdürülebilirliği açısından doğrudan ve belirleyici sonuçları bulunduğu görülmektedir.
  • Aynı zamanda geleceğin araçları için tedarik edilecek malzeme miktarı geleneksel araçlardan çok daha düşük olacaktır. Bu dönüşüm olurken özellikle tedarik sanayii anlamında önemli değişimler öngörülmektedir. Söz konusu değişimin sancılı olabileceği ama otomotiv sektörünün bu sonuçların risk yönetimini değerlendirerek tedarik sanayii için fırsatlar oluşturmaya odaklandığı değerlendirilmektedir.

Yerlileştirme

Tedarik sanayinin değişen ve dönüşen ürün gruplarını en hızlı, en güvenilir ve en rekabetçi şekilde devreye alması gerekliliği vurgulanmaktadır.

  • Otomotiv sanayinde görülen gelişmeler ve teknolojik değişim sonucu, geleceğin araçlarının değer yapısında ciddi değişikliklere neden olacağı öngörülmektedir. Yıkıcı teknolojiler olarak bilinen bu gelişmelere otomotiv sanayinin ayak uydurması dolayısıyla tedarik sanayinin bu ürün gruplarını en hızlı, en güvenilir ve en rekabetçi şekilde devreye alması gerekliliği ön plana çıkmaktadır.
  • Değişen araç yapıları ile birlikte, ana sanayiinin ihtiyaç duyduğu komponentler de değişmekte, sanayinin rekabetçiliğinde önemi çok büyük olan yüksek yerlilik oranları gelecekte düşme riski ile karşı karşıya kalmaktadır.

İklim Değişikliği, Küresel Gelişmeler ve Otomotiv

  • Türk otomotiv ana sanayii, 2050 karbon nötr olma yolundaki çabaları, iklim krizi ile mücadele yönünde önemli bir adım olarak görmektedir.
  • Otomotiv sanayisi iklim krizinin getirdiği risk ve fırsatların belirlenmesi, sera gazlarının azaltılması, düşük karbon ekonomisine geçiş, değişen iklim koşullarına uyum konusunda gerekli adımları atmaktadır. Bu kapsamda otomotiv firmaları da 2030 ve 2050 iklim hedeflerini yayınlamakta, iş süreçlerini bu hedefler ile yeniden şekillendirmektedir.
  • Ayrıca otomotiv ana ve yan sanayisi olan firmalardan Bilim Temelli Hedefler girişimine (Science Based Targets) dahil olan firmalar bulunmakta olup, imzacı firmalar üretimde sera gazı salımını bilimsel verilere dayanarak hesaplamayı ve azaltmayı da taahhüt etmektedirler.
  • 2050 İklim Hedeflerinde Otomotiv ve özellikle ulaşım alanına bakıldığında; Avrupa Komisyonu tarafından 2050’de karbon nötr AB için 2050’ye kadar ulaşım kaynaklı sera gazları %90 azaltımının gerekli olduğu belirtilmektedir.
  • AB’de Avrupa Yeşil Mutabakatı’na göre sürdürülebilir ulaşım konusunda aşağıdaki hedefler önem kazanmıştır;
    • Fosil yakıtlara olan bağımlılığın azaltılması için, düşük ve sıfır emisyonlu araçlara sahip yenilenebilir ve düşük karbonlu yakıtların kullanımının artırılması
    • 2030’a kadar en az 30 milyon sıfır emisyonlu aracın trafikte olması
    • 2050’ye kadar tüm Avrupa’da otomobiller, otobüsler, tırlar ve kamyonların sıfır emisyonlu olması
    • Ulaşımda otomobiller, kamyonlar, tırlar ve otobüsler için emisyon standartlarının sıkılaştırılması (içten yanmalı motorlu araçlar için çok katı hava kirletici emisyon standartları getirilmesi)
    • Alternatif Yakıtlar Altyapı Direktifi’ni gözden geçirerek, daha fazla şarj istasyonu ile elektrik ve hidrojenin kullanılabilirliğinin artırılması Planlanan iklim hedeflerine göre, 2030 yılına kadar ulaşım sektöründe mevcut fosil yakıt kullanımının %40-42 oranında azaltılması gerekmektedir.

Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA) Ve Karbon Ayak İzi

  • %70 Ürün Yaşam Döngüsü Değerlendirmesi (LCA)’ne göre bir aracın karbon ayak izi etkisinin yaklaşık %70’ini kullanım aşaması oluşturmaktadır.
  • Araç üreticilerinin üretim kaynaklı iklim değişikliği etkileri ise tedarik zinciri dahil olmak üzere gibi bir oranla kullanım aşamasına göre daha düşük kalmaktadır.
  • Türkiye’de ortalama hafif araç üretiminde kullanılan ham maddelerin ton hafif araç başına karbon ayak izi dağılımı:
    • %49 Çelik, Alüminyum, Diğer, %8 Tekstil, %6 Plastik, %2 Yakıt, %2 Lastikler, %1 Akü, %1 Boya, %1 Cam

Sorumlu Üretim

  • Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında AB’nin 2050’de iklim nötr olma hedefinin yanında ayrıca sıfır kirlilik hedefi de bulunmaktadır.
  • Batarya Yönetimi; Ülkelerin 2050 Karbon Nötr hedefleri ile beraber elektrikli araç pazarı önemli ölçüde artacak olup, 2050 ye giden bu yolda özellikle batarya tedariki ve yönetimi ön plana çıkmaktadır. Avrupa Komisyonu’nun Yeni Döngüsel Ekonomi Aksiyon Planı’na bakıldığında belirlenen 7 sektör/alandan birinin de bataryalar olduğu görülmektedir. Batarya teknolojisi hem otomotiv hem de enerji sektörleri için dönüştürücü bir teknoloji olmakla birlikte, enerji kullanımı ve iklim değişikliğine gerçek anlamda katkısı ancak döngüsel ve sürdürülebilir ekonomi standartlarına bağlı bir sanayi geliştirilmesi durumunda mümkün olacağı değerlendirilmektedir.
  • Ülkelerin 2050 Karbon Nötr hedefleri ile beraber elektrikli araç pazarı önemli ölçüde artacak olup, 2050’ye giden bu yolda özellikle batarya tedariki ve yönetimi ön plana çıkmaktadır. Avrupa Komisyonu’nun Yeni Döngüsel Ekonomi Aksiyon Planı’na bakıldığında belirlenen 7 sektör/alandan birinin de bataryalar olduğu görülmektedir.
  • Batarya teknolojisi hem otomotiv hem de enerji sektörleri için dönüştürücü bir teknoloji olmakla birlikte, enerji kullanımı ve iklim değişikliğine gerçek anlamda katkısı ancak döngüsel ve sürdürülebilir ekonomi standartlarına bağlı bir sanayi geliştirilmesi durumunda mümkün olacaktır.

 

Yararlanılan Kaynaklar

  • Otomotiv Sanayii Derneği, Türkiye Otomotiv Ana Sanayii Sürdürülebilirlik Raporu (2020)

          https://www.osd.org.tr/saved-files/PDF/2022/02/08/OSD_SRD_2020.pdf

 

3293 Görüntülenme
5
0
90 + 58 =