Türkiye’nin ilk İklim Şurası 21-25 Şubat tarihlerinde Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı tarafından düzenlenmişti. Çok sayıda farklı kurum ve kuruluştan uzmanların katkısıyla oluşturulan Şuraya ait Sonuç Bildirgesi ise 27 Haziran’da yayınlandı. Bildirge iklim değişikliği ile mücadelede ülkemiz adına önemli bir farkındalık sağlamasının yanında, emisyon azaltıcı alternatifler, ulaştırma, sanayi, tarım alanlarında bir yol haritası niteliğinde.
İklim Şurası’nda, 3 ay süren yoğun çalışmalar sonucu iklim değişikliğiyle mücadelede 2053 net sıfır emisyon ve yeşil kalkınma hedefleri doğrultusunda 217 yeni karar alındı. Alınan kararların önemli başlıkları ise şunlar; İklim Uyumlu Şehirler, İklim Dostu Tarım, Kuraklık Eylem Planı, Çevreci ve Temiz Ulaşım Ağı, Yeşil Enerji, Döngüsel Ekonomi, Yeşil Ekonomi, Karbon Fiyatlama ve Emisyon Ticaret Sistemi ve İklim Eğitimi.
Şurada alınan 217 kararın 76’sını ulaştırma, sanayi, tarım, yutak alanlar, atıkların azaltılması; 34’ünü bilim ve teknoloji; 21’ini yeşil finansman ve karbon fiyatlama; 20’sini iklim değişikliğine uyum; 24’ünü yerel yönetimler; 42’sini de sağlık, eğitim, adil geçiş, iklim adaleti ve iklim göçü oluşturuyor.
Sonuç kararlarında; sanayiden tarıma, atıkların azaltılmasından teknolojiye ve döngüsel ekonomiye, emisyon ticaret sisteminden kömürden çıkışa kadar birçok konu yer almakla birlikte bu kapsamlı alanlarda henüz belirlenmiş net bir iş planı veya uygulamalara ait maliyetlerin bütçelendiği çalışmalara yer verilmemiş durumda.
Bildirgede yer alan bu önemli kararlar, artık küresel bir beklenti ve zorunluluk haline gelen taahhüt ve girişimler için Türkiye'nin iklim değişikliği konusundaki taahhütlerini hukuki zeminde güçlendiriyor. Söz konusu kararlar, İklim Kanunu’nun hazırlanmasında açısından da önemli bir zemin ve referans kaynağı özelliğinde.
Sonuç Bildirgesinde dikkat çeken ve öne çıkan başlıkları kısaca sizler için derlemek istedik.
ENERJİ alanında Sera Gazı Azaltım Komisyonu’nun aldığı ilk karar; Kasım ayında Mısır’da gerçekleşecek Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 27. Taraflar Konferansı (COP27) öncesinde enerji alanında öncelikle 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi doğrultusunda Uzun Dönemli Enerji Planı’nın hazırlanması oldu. Bununla birlikte yenilenebilir enerji kaynaklarının en üst düzeyde kullanımının sağlanması, kullanım alanlarının çeşitlendirilmesi ve daha fazla yenilenebilir enerji kapasitesinin enerji sistemine entegrasyonu için çalışmaların başlatılması öne çıkan kararlardan.
Yenilenebilir enerji teknolojilerinin daha ileri seviyelere taşınması için AR-GE ve üretim faaliyetlerine yönelik destek mekanizmaları geliştirilmesi, kömürden elektrik üretiminde karbon yakalama, elektrik üretimi kaynaklı emisyonun düşürülmesi doğrultusunda arz güvenliği, makro-ekonomik ve sosyal etkileri içeren çalışmalara yönelik yol haritaları hazırlanması ise kararlar arasında. 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefleri doğrultusunda emisyon azaltıcı alternatif yakıtlar olan doğalgaz ve nükleer vb. kaynaklardan elektrik üretiminin artırılmasına yönelik olumlu değerlendirmeler yapılmış durumda. Ulusal Enerji Verimliliği Eylem Planı ve yeşil hidrojeni önceliklendiren Hidrojen Stratejisi ve Yol Haritasının yıl sonuna kadar hazırlanması gündemde.
SANAYİ kararları çerçevesinde uzun dönemli karbon azaltım hedeflerinin belirlenmesi ve destek mekanizmalarının oluşturulması öne çıkıyor. Emisyon azaltımı amacıyla atıktan türetilmiş yakıt üretiminin artırılması konusunda kamunun ve sanayi üreticilerinin ortak çalışmalar yapması, döngüsel ekonomi hedefleri çerçevesinde yeniden kullanım, atıkların yan ürün, alternatif hammadde olarak kullanılması ve geri dönüşüm/geri kazanım ile elde edilen ürünlerin zorunlu kullanım oranlarının belirlenmesine yönelik çalışmaların hızlandırılması ise alınan kararlar arasında. Sürdürülebilir üretim ve tüketim prensipleri doğrultusunda endüstriyel emisyonların kontrolü mevzuatı kapsamındaki sektörlerin mevcut en iyi teknikler çerçevesinde düşük karbonlu üretime geçiş için yol haritaları hazırlanması ve uygulamaların teşvik edilmesi söz konusu. Sanayide katma değeri yüksek ve karbon yoğunluğu düşük sektörlerin üretiminin artırılması ve emisyon azaltımına katkı verecek dijital dönüşümün kolaylaştırılması için olanaklar geliştirilmesi ile birlikte Sanayide Verimlilik Artırıcı Proje destek bütçesinin artırılması gündeme alınmış durumda.
ATIK konusunda tüm sektörel politikalara yön veren, atık hiyerarşisine uygun sürdürülebilir bir atık yönetimini hedefleyen, iklim dostu bir önleme, azaltma ve geri kazanım strateji belgesi ile birlikte döngüsel ekonomi eylem planı hazırlanması öneriliyor. Atıkların kaynaklarında ayrı toplanması, sıfır atık hedefi ile 2053 yılında geri kazanımının %60 oranına çıkarılması, tüm bu uygulamalar yanında sera gazı emisyonu azaltımı kapsamında toplumsal farkındalığın sağlanması için çalışmaların başlatılması ön görülüyor. Kararlar arasında bir diğer öne çıkan konu ise sanayi ve hizmet sektöründe sera gazı emisyon azaltımı için etkin atık yönetiminin iyileştirilmesine yönelik teşvik mekanizmalarının geliştirilmesi.
YEŞİL FİNANSMAN alanında ulusal bir strateji hazırlığı başlatılması ve 2023 sonuna kadar tamamlanması hedeflendi. Yeşil finansman araçlarına (yeşil kredi, yeşil fon, yeşil finansal kiralama vb.) ilişkin olarak uluslararası standartlarla uyumlu düzenleme altyapısı oluşturulması ile birlikte iklimle bağlantılı finansal risklerin tanımlanması, ölçülmesi, analiz edilmesi ve yönetilmesi için altyapı 2024 yılına kadar oluşturulması planlanıyor. Yeşil ve sürdürülebilir yatırımların finansmanının artırılabilmesini teminen yeşil ve sürdürülebilir sermaye araçları piyasalarının geliştirilmesine yönelik çalışmalar yapılması söz konusu. Günümüzde birçok kurumun maalesef başvurduğu yeşile boyama yönteminin önüne geçilmesi içinse bağımsız dış değerlendirme hizmeti veren kuruluşların lisanslanması ön görülüyor.
KARBON FİYATLAMA VE EMİSYON TİCARET SİSTEMİ çalışmaları kapsamında ise 2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi çerçevesinde güncellenecek olan Ulusal Katkı Beyanı (NDC) ile uyumlu olarak çevresel bütünlüğü de gözeten Emisyon Ticaret Sistemi’nin (ETS) ülkemizde kurulması için çalışmalar hızlandırılması; İklim Kanununda, ETS’nin Avrupa Birliği mevzuatı gözetilerek tasarlanması ön plana çıkıyor. ETS pilot uygulamalarının 2024 itibariyle başlaması, her bir fazın 5’er yıllık dönemlerde uygulamaya alınması, her bir kademe başlangıcında en az 1 yıl öncesinde bilgilendirme yapılması, bununla birlikte sektörlerin ve işleyişin genişletilmesi, ulusal ve uluslararası iklim politikaları dikkate alınarak düzenlenmesi planlanıyor. Güncel karbon fiyatları ve Sınırda Karbon Düzenlemesi Mekanizması (SKDM) gözetilerek, kurulacak Emisyon Ticaret Sistemi’nde (ETS) karbon kaçağı riski dikkate alınarak sektörlere ilişkin ekonomik, mali, sosyal ve teknik etki analizleri yapılması ise kurulacak sistemin verimli işleyişi açısından çok önemli.
İKLİM ADALETİ ise Göç, Adil Geçiş ve Diğer Sosyal Politikalar Komisyonu’nun ele aldığı önemli başlıklardan. İklim değişikliği ile mücadelede alınacak önlemler veya geliştirilecek aksiyonların sosyal etkilerini göz ardı etmeden, oldukça kapsayıcı yaklaşımlarla alınan kararları özetlemek gerekirse; hak temelli yaklaşımların benimsenmesi, geliştirilecek politika, eylem ve mevzuat düzenlemelerinde cinsiyet eşitliğine yapılan vurgu çok olumlu. İklim adaletine ilişkin süreçlerde ve iklim değişikliğinin ele alınması için eyleme geçilirken, insan hakları, sağlık hakkı, eğitim hakkı, gelişme hakkı gibi temel haklar esas alınmalı, çocuklar, kadınlar, yaşlılar, engelliler gibi kırılgan durumdaki kişilerin menfaati gözetilerek cinsiyet eşitliği, kadınların güçlendirilmesi ve kuşaklararası adalet göz önünde bulundurulmalıdır kararları ise küresel anlamda iklim mücadelesinde sağlam adımlarla ilerlemek için olması gereken çok değerli noktalar.