Ülkemizde son 5 ayda vergi uygulamaları ve takvimlerine etki eden bir çok düzenleme ve olay yaşandı. Deprem sonrası ek vergi, vergi affı ve yapılandırmalarını kapsayan 7440 sayılı kanun, EYT'nin yasalaşması, genel seçim süreçleri ana başlıklar olarak yaşanan süreçlerimizdi. Saydığımız her bir süreç önce kamu maliyesine ardından da her bir maliyet kalemine etki edecek içerikte tabana yayılacaktır. Bu süreçte değişiklikleri takip etmek için hemen her yönetici/çalışan uzun mesailerle iş alanını yönetmeye çalıştı ve çalışacak gibi de görünüyor.
Uygulamalarla ilgili ilk başvurular, hesaplamalar bitti diyebiliriz. Bundan sonraki süreçte bu uygulamalarla vergi ve finansman maliyeti kalemi olarak maliyetleri arttırıcı etkinin makro ekonomimize yansımalarını takip ile finansal kaynak ihtiyacını yönetme kısmına geçeceğiz.
Geçmiş blog yazılarında detaylarını yazdığımız yeni düzenlemeler ve kanun uygulamalarının, yeni takvimlerde grubumuzu yakından ilgilendireceğini düşündüğümüz düzenlemeleri bir araya getirmeye çalıştık.
Deprem nedeniyle getirilmiş olan "ek vergi" yönünden beyannamesini ihtirazi kayıtla veren çok sayıda mükellef oldu. Şimdi beyannamenin verildiği, dolayısıyla ek verginin tahakkuk ettirildiği tarihten itibaren 30 gün içinde dava açma süresi doluyor.
Başka bir anlatımla 05.05.2023 tarihine uzatılan Kurumlar Vergisinde verdiğimiz itirazi kayıtlı beyannameye dava açma süresi 05.06.2023 de doluyor diye genel geçer bir tarih yok. Her şirketin kendi tahakkuk tarihine 30 gün ekleyerek son tarihi belirlemesi gerekiyor.
2022 yılı kurumlar vergisi beyannameleri sadece ek vergi yönünden ihtirazi kayda konu edilmedi. Başta finansman gider kısıtlaması olmak üzere, kurumlar vergisine ilişkin de çok sayıda ihtirazi kayıtla beyannameler düzenlendi. Böyle olunca tek dava dilekçesi ile tüm konular için tek bir dava açılması doğru olamayacaktır. Konuları ayrı olan bu davaların ayrı takibi gerekli çünkü ek vergiye ilişkin dava nedenlerinin tamamına yakınını ek vergi düzenlemesinin Anayasaya aykırılığı oluşturuyor.
Deprem vergisi bu anlamda konusu bakımından Anayasa mahkemesine açılıyor.
Bilindiği gibi Anayasa Mahkemesi, kanunların, Cumhurbaşkanlığı kararnamelerinin ve Türkiye Büyük Millet Meclisi İçtüzüğünün Anayasa’ya şekil ve esas bakımlarından uygunluğunu denetliyor.
Bu tür bir davada kazanma oranı anlamında bir yorum yapmak şimdiden zor olmakla birlikte, ek vergi konusunda dava açmak mükelleflerin yasal hakları olduğuna göre, bu kararlarını saygıyla karşılamak gerekir.Dava sonuçlarının geneli ilgilendirdiğini düşünerek gelişmeleri hep birlikte takip edeceğiz.
Yapılandırma kanun süresini bir ay uzatmaya yetkisi olan Cumhurbaşkanlığı bu yetkisini kullanarak başvuru süresini uzattı. Başvuru sürelerinin uzaması durumunda ilk akla gelen sorulardan biri de ödeme takvimi değişikliği olacak mı sorusu oluyor.
Önemle altını çizmek istediğimiz noktalardan biri başvuru süresinin uzatılması ilk taksidin ödeme süresini de 1 ay uzatırken, Yapılandırma Kanunu kapsamında ödenmesi gereken ikinci ve izleyen taksitlerin ödenme sürelerine ilişkin herhangi bir erteleme söz konusu olmuyor, çünkü mücbir sebep hali hariç, bu taksitlerin ödeme sürelerinin uzatılması ile ilgili Kanunda herhangi bir yetki bulunmuyor.
Dolayısıyla ikinci ve sonraki taksitlerin Kanunda belirtilen (yani ödeme planında gösterilen) sürelerde ödenmesi gerekiyor.
Bu nedenle ilk iki taksit aynı ayda (yani Temmuz 2023 ayı içinde) ödenecek demektir.
7440 Sayılı kanun kapsamında yapılandırmalardan faydalanan şirketlerimizin taksit takvimini nakit akışlarında düzenlemeleri bu açıdan önemlilik arzetmektedir.