24 Haziran 2021 - İnci'li Uzmanlar

Araçların Geleceği; Mobilite Trendi ve OEM & Teknoloji Devlerinin İş Birliği

#uzmangörüşü #teknoloji #trendler

Bu yıl 7. Si düzenlenen, OEM'lerin ve teknoloji ortaklarının en çok beklenen küresel otomotiv etkinliklerinden olan  Financial Times – Future of the Car konferansının önemli noktalarını Inci Blog okuyucuları  için derledik:

• Elektrikli Araç Gelişimi: EV’lerin daha çok kabul görmesi için bazı engellerin aşılması gerekiyor.
  • Menzil endişesi => Mevcut batarya kimyaları ile şarj edilen araçlar dakikada 17 mil yol gidebiliyor. Bu rakam sürücü için hala yeterli değil, yeni kimyalar ile dakikada 20-25 mil’e çıkarma üzerine çalışılıyor.
  • Hızlı şarj özelliği => Konvansiyonel araçlarda yakıt doldurmak 5 dakikadan kısa sürüyor, bunu elektrikli araçlarda da yakalamak için hızlı şarj özelliği taşıyan istasyonlar olması gerekiyor.
  • Daha uygun fiyat => Pazardaki talebin artması için EV satış fiyatları ICE ile rekabet edebilmeli. Mevcut maliyetin büyük kısmı bataryadan kaynaklanıyor (şu an 100-110 $/kwh civarında, 2024’te ise 75-80 $/kwh seviyesi hedefleniyor).
  • İyi bir sürüş deneyimi sağlanması da tüketicinin aradığı özelliklerden diyebiliriz.

• Batarya Teknolojileri:
  • Silikon => Hızlı şarj özelliğinin verimli şekilde uygulanabilmesi için, bataryalardaki grafitin yerine silikon konuluyor. Silikon nanoparçacıkları sayesinde enerji yoğunluğu artıp, hızlı şarj sağlanabiliyor.
  • Solid State => Henüz gelişmekte olan solid state bataryaların 2028 yılında pazarda bir yer edineceği ön görülüyor. Tüm filonun 1-3%’ünün solid state olmasını da mümkün görüyorlar

• OEM-Teknoloji Şirketlerinin Rekabeti: Bir çatışma olarak değil, zorlu iş birliği olarak düşünülmeli. Birlikte hareket edilmesi çok kritik; yalnızca ürün bazlı değil, bir ekosistem dahilinde aktif etkileşim içinde olunmalı. Teknoloji şirketlerinin müşteri ve dijital persona hakimiyeti ile, OEM’lerin araç konusundaki tecrübesinin birleştirildiği bir ekosistem oluşmalı.

• Yazılım: Rekabette fark yaratmak için tamamen müşteri odaklı bir yazılımınız olması gerekiyor. Sektör bunun farkında, araçlar artık yazılım üzerine kuruluyor. Son 3-4 yılda üretilen araçlarda bir Boeing’ten daha fazla kod var.

• Bağlantılı Araçların Geleceği: Mobilitenin geleceği, daha akıllı araçlar, daha iyi kullanıcı deneyimleri, birbirine bağlı sistemler ve daha güvenli yollar ile desteklenmektedir. Otomotiv sektörü bu beklentiye hızlıca adapte olmuş durumda ve beklentiler, yeni işbirlikleri, hızlı transformasyonlar ve çeşitli fırsatlar doğurdu. Dijital kokpitler, araçların bulut sistemine entegrasyonu ve otonom sürüş çözümleri dahil olmak üzere bağlantılı sistemler ve teknolojiler sayesinde, otomobillerin kısa zamanda daha kişiselleştirilmiş, daha güvenli ve daha verimli hale gelmesi bekleniyor. AR-GE çalışmalarının ağırlığı, araç içi yazılım ve entegrasyonu otomotiv tedarikçileri için belirleyici 2 ana unsur olarak görülmekte.

• Araç Verisinin Monetizasyonu: Bağlantılılık sayesinde araçlardan toplanan veri, tüm değer zinciri için çok büyük bir değer yaratabilir (monetizasyon). Toplanan veri sayesinde son kullanıcının ne istediği rahatlıkla takip edilip; ürün ve hizmet geliştirme, satış, filo Yönetimi, araç içi uygulamalar, araç sigortası, şehir altyapı planlaması gibi alanlardaki oyuncular için maliyet avantajları yaratılabilir. McKinsey’nin tahminine göre, 2030 yılında monetizasyon sayesinde tüm zincir için 250-400 milyar USD değer yaratması mümkün.

• Tekerlek/Lastik: Otonom araçlarda tekerleğin önemi büyük ölçüde, lastiklerden sisteme data aktarımı ile performans ölçümü üzerine çalışılmakta. Elektrikli araç trendi etkisiyle, akıllı tekerleklerin data entegrasyonu özelliği sayesinde, geleneksel tekerleklerin dinamikleri de değişiklik gösterecek. Güvenlik ve performans ön planda olmakla birlkte, bataryanın enerji tüketimini azaltmak için lastik çok daha hafif olmalı. Bu sürecin, lastik sektörünüdeki nano-teknoloji ile desteklenecek hammadde tercihlerini etkilemesi beklenmektedir.